- birikmiş
- [بیریکمیش]یکجا جمع شده
Sözlük Azərbaycan Türkcəsi - Farsca. 2015.
Sözlük Azərbaycan Türkcəsi - Farsca. 2015.
birikmiş — f. sif. Yığılmış, toplanmış; yığılıb qalmış. Yarpaqlarda birikmiş damlalar ağırlaşıb yerə düşdükcə, «şib şib» səsi gəlirdi. M. C.. Əvvəlcə o <Həmid> neft çənlərinin içini təmizləyir və çənlərdə birikmiş nefti novlara boşaldaraq anbarlara… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
irkinti — birikmiş … Beypazari ağzindan sözcükler
MÜHTEBİŞ — Birikmiş, bir araya toplanmı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akaçlamak — i 1) Bir yerde birikmiş suları akıtmak 2) Bataklıkları akaç yoluyla kurutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bileşik faiz — is., ekon. Belirlenmiş süreye dek birikmiş faizlerin anaparaya eklenmesiyle elde edilen toplam üstünden ödenen faiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
birikinti — is. Bir yerde kendi kendine birikmiş olan şey Komşunun kazları birikintilerde kanat çırpıp bağırıyordu. R. Enis Birleşik Sözler birikinti konisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
borçluluk dengesi — is. Bir ülkenin belli bir tarihe kadar birikmiş dış borç ve alacaklarını gösteren durum veya belge … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakıllık — is., ğı Çakıl döşenmiş veya birikmiş yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarçur — is. Gereksiz yerlere harcayıp tüketmek anlamındaki çarçur etmek ve gereksiz yere harcanmak, ziyan olmak anlamlarındaki çarçur olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz Birikmiş parasını, elindeki sermayeyi çarçur etmesinden koruyabilmek için yine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
edat tümleci — is., dbl. Adın edatla oluşturduğu genellikle zarf tümleci görevinde kullanılan kelime grubu, edat grubu, edatlı tümleç Çocuk gibi (ağlıyor). Dağ kadar (çamaşır birikmiş) … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyot — is., du, kim., Fr. iode Atom numarası 53, atom ağırlığı 126,92 olan, tabiatta, deniz suyunda sodyum iyodür durumunda rastlanılan, bazı deniz bitkilerinde de çokça birikmiş olarak bulunan, mavimtırak esmer renkte katı bir element (simgesi I) … Çağatay Osmanlı Sözlük